Markalaşmak için izlenmesi gereken stratejik adımlar nelerdir? hemen öğren. Her gün onlarca, yüzlerce işletme kurulmakta, e-ticaret sitesi kurulmakta. Yalnız bunlardan %2-3 gibi küçük orandaki firmalar marka oluyor. Buradaki marka olma, çok satış yapma, yüksek cirolara ulaşma değil insanların zihinlerinde yer etme, bir kişi bir ürüne ihtiyaç duyunca o ihtiyacını karşılamak için onu hatırlamasıdır.
Bu gün ülkeleri güçlü yapan şey nüfusunun çokluğu, asker sayısının fazla olması veya topraklarının büyük olması değildir. Bu gün artık ülkeleri güçlü yapan şey, katma değeri yüksek, global düzeydeki markalarının çokluğudur.
Dünya genelinde ne kadar çok markanız varsa, ekonomik ve üretim değeri ne kadar fazla markanız varsa o kadar güçlüsünüz demektir. Dünyanın en gelişmiş ülkelerine baktığınızda, onların dünyanın her tarafına yayılmış binlerce çalışanı, yüzlerce şubesi olan markalara sahip olduğunu görürsünüz.
Örneğin dünyaca meşhur, Amerika markası olarak faaliyet gösteren MCDonalds dünya genelindeki 34 bin şubesi ile ülkesine milyonlarca dolar kazandırıyor.
Bu gün dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkelerin markalaşmanın önemi yüzlerce yıl öncesinden fark ettiğini, bu yönde hukuk ve ticari düzenlemeler yaptığını, hatta bunu okullarında ders olarak okuttuklarını görebiliyoruz.
Bu gün dünyanın en değerli 100 markasının 54’ü ABD (Nike, McDonalds, Apple vb.), 10’u Almanya (Adidas, Mercedes, BMW, Puma vb.), 8’i Japonya (Honda, Toyota, Sony vb.) , 7’si Fransa ( Renault, Total vb.), İtalya (Ferrari, Nutella vb.), İngiltere (Vodafon vb.), G.Kore (Samsung, Kia vb.), Çin (Huwei vb.) gibi markalara sahip olması bunun en apaçık göstergesi.
Ülkemizin bırakın bu 100 marka içerisini ilk 500 marka içerisinde markası bulunmamaktadır. Temennimiz en kısa zamanda bizimde globalde tanınan bilinen bir markamız olur. Bununla ilgili aşağıdaki makalemizi mutlaka okuyun.
Dünya genelinde bilinen bir marka olmanın süreci “Yönetim, strateji, mühendislik, davranış bilimleri, medya, tasarım, dijitalleşme, halkla ilişkiler, pazarlama, istatistik, hukuk, sosyoloji, ekonomi, antropoloji ve post-modern döneme ait bütün diğer bilimlerden istifade ederek multidisipliner bir bakış ile ele alınıp yönetilmesi gereken bir süreçtir.
Eskiden yani 90’lı yıllarda marka olmak için televizyonlara, basılı gazetelere reklam vermek bilinen bir marka olmak için yeterli iken günümüzde bilinen bir marka için gazeteye, televizyona reklam vermekten çok daha fazlasını yapmak gerekiyor.
Çünkü tüketiciye ulaşılan kanallar, araçlar, mesajlar, yöntemler hem çok farklılaşıp çeşitlendi hem de tüketici ihtiyaç ve beklentilerinin yelpazesi kitlesel tercihlerden ziyade bireyselleşti.
Markalaşmak için izlenmesi gereken stratejik adımlar
Bu gün marka olmak 90’lı yıllara nazaran çok zor ama imkansız değil. Bir firma aşağıdaki stratejik adımları izlerse markalaşacağına emin olabilirsiniz. Bunlar;
- Özgün Bir İş Fikri
- AR-GE ve Fizibilite
- Birinci Sınıf Kalite
- Odaklanmak
- Sürdürülebilirlik
- Konsept
- Vizyon ve stratejik düşünce
- İtibar ve Algı Yönetimi
- Dikkat Çekmek
- Konjonktür, talih ve nasibinde sizinle olması
Özgün bir iş fikri
Bu gün kurulan bir çok firma ve e-ticaret sitesinin yaptığı en büyük hata kendisinden önce kurulan rakiplerinin devamı mahiyetinde olmak. Yaptıkları, yapacakları işe özgünlük, farklılık getiremeyen şirketlerin, e-ticaret sitelerinin markalaşması mümkün değildir.
Markalaşmak için ilk kural yaptığınız işte rakiplerinizden farklı olarak ne yapıyorsunuz, paydaşlarınızın hayatına nasıl dokunuyor onlara yeni ne fayda sunuyorsunuz. Eğer bunlara verilecek bir cevabınız varsa markalaşma yolculuğuna hoş geldiniz. Bu madde olmadan da başarılı olabilirsiniz elbet ama marka olamazsınız.
AR-GE ve fizibilite
Sektörünüze getireceğiniz yenilikler, faydalar için fizibilite çalışması yaparak, inovasyon, Ar-Ge çalışmaları ve tasarımlarla uygulanabilir hale getirmelisiniz. Fikriniz düşünce anlamında çok güzel olabilir. Önemli olan bunu iş yapış şeklinize uyarlayabilmek yada entegre edebilmektir. Buna bilimden faydalanmak da diyebiliriz.
Birinci sınıf kalite
İş modeliniz, fikriniz, ürünleriniz bir çok parça veya kısımdan oluşabilir. Bunların hepsini bir bütün kabul edip hepsini birinci sınıf kalite anlayışı ile planlayıp yapmalısınız. Bir çok yeni kurulan işletme, kervan yolda dizilir mantığı ile hareket etmekte.
Yada şu an bu önemli, bu olsun da diğerleri olmasa da olur yada sonrada yaparım diye düşünmekte. İşte markalaşma kavramından bu anlayışla uzaklaşmaya başlıyorsunuz.
Odaklanmak
Hangi işi yapıyor olursanız olun, her zaman en iyi bildiğiniz, en iyi yaptığınız işi yapın. Hiç bir şey dışardan göründüğü gibi değildir. Nasılsa öğrenirim, bende yapabilirim diye bir işe başlamayın. En iyi bildiğiniz işi yapmaya başlayın, ona göre stratejiler geliştirin. Asıl işinizden başka işlere merak salmayın. Asıl işinizden uzaklaştıkça, markalaşmadan da uzaklaşıyorsunuz demektir.
Sürdürülebilirlik
İş modeliniz, felsefeniz, stratejiniz sürdürülebilir olmalı. Çok ütopik, hayalci fikirlerin uzun süre sürdürülmesi çok zordur. Hangi işi yapıyorsanız yapın, maddi kaynaklarınız, insan kaynaklarınız, kapasiteniz sürdürülebilir yapıya uygun olmalıdır. İsteklerinizin, hayallerinizin de sürdürülebilir olması gerekmekte.
Bu gün heves edip yarın soğumamalısınız. İlk günkü istek ve kararlılıkla işinize devam etmelisiniz. Müşterilere sunduğunuz değerlerde de sürdürülebilir olmalısınız. Örneğin Bosh firmasının kurucusu R.Bosch “Müşterilerimin güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim” demekte.
Bu değer aslında son derece ilkeli ve önemli, aynı zamanda da sürdürülebilir. Bu gün bütün Bosh bayilerinde bu değer uygulanmakta. Yani sürdürülebilir hali devam ettirilmekte.
Konsept
Yapmış olduğunuz işte, size ait bir yapış şekli olmalı. İş yapış şeklinizden müşterileriniz, rakipleriniz bunu sizin yaptığınızı anlayabilmeli. Yani yaptığımız ana iş kolunda özgün olmalısınız. Başkalarını taklit eden değil, kendi yeteneklerini, kapasitesini bilen bir yapıda iş yapmalısınız.
Vizyon ve stratejik düşünce
Marka olmak için, sizi siz yapan değerlerinizi her zaman aklınızda tutup, değişen dünya şartlarına göre iş modelimizi, iş yapış şeklimizi güncelleyebilmelisiniz. Sadece bu güne değil, yarının da nasıl olacağını tahmin edip, yada olumsuz senaryolar çizip nasıl uyum sağlayacağınızı belirlemelisiniz.
Örneğin 2020 yılında ortaya çıkan pandemi bir çok firmayı hazırlıksız yakalamış, onları yeni pozisyonlar almaya zorlamıştır. Pandemi sürecine uyum sağlayamayan firmalar, teker teker kapanmakta. Örneğin mekanında yemek yediremeyen lokanta, cafe ve restaurantlar, paket servisler ile evlere hizmet götürerek sürece uyum sağlamaya çalıştı.
İtibar ve algı yönetimi
İşletmenize, iş modelinize veya ürünüz ile ilgili algıyı sürekli iri ve diri tutmalısınız. Sürekli insanlara değer katan, fayda sağlayan aksiyonlar içerisinde olmalısınız. Bütün sosyal medya mecralarında var olup markanızla ilgili algıya sürekli yön vermelisiniz. Markanız ile ilgili olumsuz algıları sakinlikle karşılayıp, nezaket çerçevesinde doğrusunu anlatmalısınız.
Dikkat çekmek
Ne pahasına olursa olsun dikkat çekin. Günümüzde, müşteriler nezdinde akılda kalabilen firmalar, dikkat çekebilen firmalardır. Bu dikkat çekme yeni modeller, yeni değerler, yeni algılar, yeni reklamlar, yeni kampanyalar yani sizle ilgili dikkati canlı tutacak her şeydir. Eğer siz dikkat çekmezseniz, emin olun rakipleriniz yaptıkları bir şeyle potansiyel müşterilerinizin dikkatini çekecektir.
Konjonktür, talih ve nasibinde sizinle olması
Yukarıda anlatılan maddeleri, kusursuz olarak yerine getirseniz bile, bazı şeylerin bazen insanın nasibinde olması gerekiyor. Bu kuru kadercilik değildir. Siz üzerinize düşeni yapacaksınız, sonucu bekleyeceksiniz. Sonucu değiştirmek, sonuca müdahale etmek bizim elimizde değil çünkü. Aşğıdaki makalemizi mutlaka okuyun.
Yukarıda anlatılan maddeleri, kusursuz bir şekilde uygulayan firma ve e-ticaret sitelerinin markalaşacağından şüpheniz olmasın. Yeter ki doğru zamanda, doğru araçlarla süreci doğru yönetin. İstekli ve kararlı olun.
Markalaşmak için emek, zaman ve paradan tasarruf etmezseniz bir zaman sonra size bu hem daha çok para hem de daha çok itibar kazandıracaktır. Umudumuz o dur ki 90’lı yıllara nazaran, marka olmak için çalışan, markalaşmayı önemseyen insan ve firma sayısında önemli bir artış olmuş ve bunların yapacağı çalışmalarla, bizleri gururlandıran markaların çıkmasıdır.
Markalaşmak için hem kültürümüz, hem inançlarımız hem de yaşadığımız coğrafya çok müsait çünkü. Marka başvurusu online olarak nasıl yapılır? öğrenmek için aiağıda ki makaleyi mutlaka okuyun.